10 Aralık 2012 Pazartesi

pazartesi - havayi fişekler

Çarşambayı perşembeye bağlayan gece yarısı alt benliğime yaptığım serkeşt serüvenim, silah sesleri ile bölününce pek mutlu oldum pazartesi sipercileri. Hemen dede yadigarı tüfeğimi kaptığım gibi cama konuçlandım. Amacım birkaç düşmanı poposundan vurarak etkisiz hale getirip, psikolojik işkence yöntemleri deneyerek zaman öldürmekti. Gez göz arpacık; sağa sola baktım bir berşeri bile yoktu

*Devasa düşleri olmalı
*Konu komşudan haberdar olmalı
*Daha önce vurulmuş olmalı
*Kimseye benzememeli, kimse onu andırmamalı
*Temel içgüdüleri ile barışık olmalı.

Sonra kafamı bir kaldırdım, havayi fişekler patlıyor. Oldum olası sevemediğim bir eğlence anlayışı. Röpdoşambırımın kuşağını bağladığım gibi olay mahalline yürüdüm. Düğün falan varsa talan edip kendime geleyim diye düşünüyordum ama kalabalığı süzünce durumun vehametini anladım. Belçika'nın düşman işgalinden kurtuluşunu kutluyorlarmış. Ben bu görgüsüzlüğün hesabını sormasını bilirim. Tüm ordular ilk hedefiniz Brüksel ileri!

Hiç yorum yok: