20 aralık gecesi dışarıdan bazı sesler duydum ama
Clementine’yi izlediğim için tırım tırım tırstığımdan dışarıya bakamamıştım pazartesi
korkusuyla barışıkları. 21 aralık öğlenden sonra gibi kendime gelip camdan
baktığımda da güneşi göremedim. Hatta öyle karanlıktı hiçbir şey göremedim. Gözlerimi
kıstım, kıstım bir noktaya odaklandım, o nokta bir kıçtı. Hemen Belçika
istihbaratının doğum günüm için gönderdiği termal kamerayı kullandım
*Şükran günlerini kutlamalı, hindi doldurmalı
*Sohbeti uyku getirmeli.
*Renkli İstanbul turlarına atmalı
*Sicilyalı olmalı
*Polise mukavemet gösterebilmeli.
Görüntü inanılır gibi değildi, dün evimin çevresine çelikten
bir iskele dikmişler ve gece yarısı o iskeleye zerre boşluk bırakmayacak kadar
sıkı dizilip, güneşi vücutları ile kapatmışlar. Megafonu aldım sebebini sordum,
cevap yok. Öyle sıkılar ki ses geçmiyor. Oltamla bir tanesini yakaladım,
heyecandan konuşamıyor, “Maya, kıyamet” gibi bir şeyler geveliyor. Karanlık diye
uykum geldi, uyumuşum, sabaha gitmişlerdi. Maya takviminin son günü ile alakalı
bir koruma önlemi olmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder