28 Aralık 2012 Cuma

FH12


“Uyan uyan bir rüya gördüm.”
“Nedir nedir?
“Dalga geçme bak, hala titriyorum. Az önce rüyamda delirdim. Kestane.peynir.gömlek. adam.kapiya sikişan gömlek.telefonda konuşan kadin. Klavye. Kizin çoraplari.
“Analiz etmemi bekleme. Hatta anlatma bana rüyalarını. Hatta kimseye anlatma. Hatta...”
“Tamam kes be”
“Kabusunun hıncını benden çıkartamazsın”
“Kimden çıkartıcam?”
“Git tanımadığın birine bir kötülük yap. Nereye gidiyorsun?”
“Freud’unn  rüya tabirlerine bakıcam.”
“1900’lerin başında yaşayan aristokrat bir erkek  alman olsan bak derim ama o tabirler sana rüyanı anlatamaz”
“Yardımcı olmuyorsun bari karışma”
“ Delirme gördüysen, aklının kibrine kapılmış biri olmandan dolayı bu seni çok korkutur. Ki zaten delirmek ölmek gibi değil midir? Bence delirmişin bedeni kalır ama ruhu çoktan göç etmiştir. Kestaneyi Freuden olarak inceleyelim. Kabul et şekil olarak kedi yumurtalığını andırır ama çizilmiş hali ise vajinaya benzer. Nasıl gördüğün önemli ama argoda “kestaneyi çizdirmek” diye bir laf da vardır. Peynir... ne peyniri?”
“Belli değildir, beyaz peynir işte”
“Beyaz tenli olduğun için sana çoğu zaman beynir gibisin denmiştir ve bu seni kasmış olabilir. Malum herkes, özelliklede ergen mevcut durumdan asla memnun değildir. Bilinç altına yerleşmiş bir korku bir aşağılanma olabilir. Gömlek ve adam beraber miydi? Adamı tanıyor muydun?”
“Gömlek masamın üstündeydi, adamı ise tanımıyordum. Tam görmedim zaten. Sadece adamdan korkuyordum.”
“Gömleği her ne kadar kadınlar da giyse, erkeği temsil eder. Odanda masanın üstündeki gömlek erkek egemen hayattaki baskıyı sembolize edebilir. Yine aynı şekilde tam görmediğin ama sana korku salan adam da benzer bir baskının dışa vurumu olabilir. Rüyanda korkunun altı dolu değil; demek ki genel bir korku var. Hem kapıya sıkışan gömlek bir kaçamayı anlatıyor. Gömlek üzerinde mi?”
“Evet”
“Bak üzerine sinen erkeklikten özün olan kadınlığa kaçmaya çalışıyorsun ama o seni bırakmıyor. Kapı geçişi de sembolize edebilir. Erkekleşmekten kaçıyorsun ama üzerindeki erkeklik, gömlek, senin kaçmanı engelliyor ve seni çaresiz bırakıyor. Rüyanın devamında ise telefonla konuşan kadın var. O kadını da çok sevmiyor, benimsemiyorsun ama erkek baskısından kaçmaya çalıştığın yerde de o var. Kadın nasıl bir tipti?
“Adam gibi, belirli bir tipi yoktu.”
“Dediğim gibi ne kaçtığın şeyi, ne de nereye kaçtığını bilmiyorsun. Sebebi üzerindeki erkek baskısından başka bir şey olamaz. Feruden olarak olaya batığımızda her insan doğduğu yere yani anne rahmine dönmek ister. En mutlu, huzurlu olduğu yer orasıdır. Sen de kendini huzurlu hissettiğin yere gitmeye çalışıyorsun. Nereye? Klavyeye. Yazmanın senin için bir tutku olduğu öyle aşikar ki. Gerçekte olduğu gibi klayvene, yazmaya kaçıyorsun. En sonda da çoraplar var. Kız çoraplar. Kadın ve erkek kıyafetlerini düşündüğümüz de en belirleyici olan kıyafetlerden biridir çorap. Sizin çoraplarını çok güzeldir; kilotlu çorap, muz çorap, şu çorap, bu çorap, fileli çorap çeşit çoktur. Erkek çorabı ise bildiğin çirkindir; üç dört renktir ve estetik değildir. Kişinin cinsiyetini çorabından anlayabilirsin. Baştan beri bahsettiğim erkeklikten kadınlığa kaçışı daha iyi ne anlatabilir?
“Amma saçmaladın ha”


Hiç yorum yok: