Erkek karakter sabah yine mutsuz uyanmıştı. Eski kız arkadaşı ile Mehmet Ali Erbil ise hapishanenin verdiği kahvaltılıklardan bir kahvaltı hazırlıyorlardı.
"...Sonra ben ütüde sucuk kızarttım da Bülent hanım sakinleşti." dediğini duydu Mehmet Ali Erbil'in. Gözlerini açılsa da bilinci henüz açılmamıştı. Eski kız arkadaşının kahkahaları onu baş başa hazırladıkları bir kahvaltı anısına götürdü. Bu hapishaneye düştüğünden beri iç dünyası, eski bir çamaşır makinasının kurutma evresi gibiydi; çok hızlı dönüyordu ve çok gürültülüydü.
"Peki Mehmet Ali bey, Bülent hanım gerçekte de öyle biri mi" diye sordu eski kız arkadaşı.
Erkek karakter "Günaydın" dedi, uyandığına mutsuz olduğunu belli eder bir sitemkarlıkla, tam Mehmet Ali Erbil cevap verecekken.
Eski kız arkadaş ve Mehmet Ali Erbil enerjimizi düşürmeyi beceremeyeceksin derecesine aynı anda enerjik bir günaydınla cevap verdiler.
"Uzun süre ünlü kalan kimse rol yapamaz." diye cümlesine devam etti Mehmet Ali Erbil. "Gördüğünüzden de daha beter. Geceleri sahne kostümlerini giyip yirmi santimlik kirpiklerini takıp evde oyuncak bebeklerine konser verir bu kadın, sonra da gider 2 kilo kalkan yer. Sabaha kadar ağlar, akşama kadar uyur, sonra da oyuncak bebeklerine konserin nasıl geçtiğini sorar ve eleştrilerini dinler..."
"Tam bir deli", dedi erkek karakter. Küçümser bir tonla.
"Hadi yüzünü yıka, çayı demledim, bugün sucuk var kahvaltıda, onu kızartıyorum" dedi eski kız arkadaş. Yine sevilmeyi hak etmek için aşırı fedakar gömleğini gitmişti.
Konu Mehmet Ali Erbil'in konuşmayı sevdiği bir konuydu ve bölünmesine izin vermeyecekti. "Bakın bir aydır mapustayız. Söyleyin Çarkıfelekteki Mehmet Ali Erbil'den farklı mıyım?" dedi, sanki program sunar gibi bir enerjiyle.
Eski kız arkadaş Mehmet Ali Erbil'in enerjisine kendini kaptırmıştı, "Hayır, aynısınız Mehmet Ali bey" dedi. Sanki çarkıfelek yarışmacısı gibi.
Erkek karakter 'Mehmet Alı Bey''i duyunca bir rahatladıysa da bu rahatlığı bir saniye bile sürmedi.
"Bana Memoş de", dedi Mehmet Ali Erbil ve eski kız arkadaş "Memoş" dedi kendi standartlarına göre cilveli bir sesle. Eski kız arkadaş ve Mehmet Ali Erbil tam sarılmasalar da birbirlerine dokunarak gülmeye başladılar.
"Memoşmuş" diye fısıldadı erkek karakter kıskançlıkla harmanlanmış öfke eşliğinde.
Mehmet Ali Erbil yüzyılın kurduydu. Duymamazlıktan gelmektense üstüne gitmeyi tercih etti ve yatağının ucuna oturmuş , çoraplarını giyen erkek karakterin yanına atladı ve "Memoş tabi ya! Biz hücre arkadaşıyız, öyle resmiyet istemiyorum. Madem bir süre buradayız, vaktimizi güzel geçirmeliyiz" dedi ve erkek karakterin sırtına iki tatlı tokat attı.
Söylediklerindense sırtına attığı iki babacan tokat yumuş yumuş yapmıştı erkek karakteri. Sırta gelen o iki tatlı tokat ben dostum demekti, beni düşman olarak görme demekti, eski kız arkadaşına uzamıyorum demekti ya da erkek karakter öyle algılamıştı.
Gerçek hayatı çok iyi tanıyamamıştı erkek karakter belki de egosantrik büyütülmesinden dolayı ya da şanslı azınlığın üyesi olduğu için. Girdiği her ortamda da hep başrolü almıştı, eğer alamayacaksa da ortamdan uzaklaşmıştı. Şimdi ise bu mücbir ortamda, onlarca filmde başrol oynamış Mehmet Ali Erbil vardı. Yarışması imkansız bir rakipti.
Kahvaltıya geçtiler. Herkes çok acıkmıştı. Hemen hiç konuşmadan hızlı hızlı tıkındılar. Kahvaltı bitince Mehmet Ali Erbil'in enerjisi daha da yükselmişti. "Çocuklar!" dedi. Bu 'çocuklar'ı duymak erkek karakteri bir rahatlatmıştı ki "Hadi Çarkıfelek oynayalım hazır seksi bir hostesimiz varken" diye devam ederek yine kafasını karıştırdı. Bu adam kız arkadaşımla sevgili olursa ben hapsi nasıl tamamlayacağım diye düşündü erkek karakter. Cehennemin dibindeki cehenneme dönüyordu burası her geçen saniye ve Mehmet Ali Erbil her geçen dakika kafasını allak bullak ediyordu.
"Nasıl olacak Memoş?" diye sordu eski kız arkadaş. Hiç maskülen bir yapısı olmamasına rağmen cilveli olmayı da hiç beceremiyordu.
"Çok basit güzeller güzeli hostesim" dedi Mehmet Ali Erbil. "Ben bir atasözü seçeceğim her harfi bir kağıda yazıp duvara ters olarak bantlayacağız. Erkek karakter yarışmacı olacak, sen de hostes. Hemen seksi bir şeyler giy"
Sonra eline bir şişe aldı ve yere bir çember çizip köşelerine "Pas", "İflas", "50", "100" "200" ve "Dobrovski" yazdı. "Erkek karakter de çember yerine şişeyi çevirecek ama dikkat et şişeyi çevirirken bir yerine batmasın" diye ekleyip pis pis güldü. Mehmet Ali Erbil'in gülmesi değil de bir doktor olan eski sevgilinin bu ucuz şakaya gülmesi çok sinirlendirdi erkek karakteri ama kaçacak yeri olmadığı için kuzu kuzu kabul etti.
Mehmet Ali Erbil kağıtlara harfleri yazarken eski sevgili kikir kikir gülüyordu. Erkek karakterin gergin olduğu ise her halinden belliydi.
Eski sevgili mini eteğini giydi ve kendinden beklenmeyen bir şekilde "İyi akşamlar hanımlar beyler. Çarkıfelek'e hoş geldiniz! Karşınızda efsane sunucu Mehmet Ali Erbil" diye gayet iyi bir takdim yaptı ve Mehmet Ali Erbil bir anda sahneye atıldı. Adam zaten çok enerjikti ama şu an resmen parıldıyordu.
"Hoş geldiniz değerli konuklar! Bu akşam tek bir yarışmacımız var. Sizi tanıyabilir miyiz?" deyip erkek karakterin yanına gitti. Elindeki salatalığı mikrofon olarak kullanıyordu. Erkek karakter sessiz kaldı birkaç saniye. Çaresizliği hissetti. Rakibi ile rakibinin en iyi olduğu oyunu oynamak hiç akıllıca değildi ama kaçacak yeri de yoktu.
"Ben Tarcan, İstanbul'dan katılıyorum, endistrü mühendisiyim ve daha önce hiç emin olmadığım kadar emin olduğum bir şey varsa o da bu akşam bu yarışmayı benim kazanacağım" dedi, meydan okumayı kabul ediyorum, dercesine bir ses tonu ile Mehmet Ali Erbil'in gözlerinin içine baka baka.
Mehmet Ali Erbil gülümsedi ve hostesine dönüp "Bu akşam yine çok güzelsin" dedi. Sonra yanına gidip etek giymeyi unutmuşsun ama olsun nasılsa burada RTÜK yok" diye de ekledi ve gülüştüler. "Evet sevgili hostesim, ne soruyoruz söyle bakalım" dedi Mehmet Ali Erbil.
Kendini hostes olmaya çoktan kaptırmış olan eski sevgili " 21 harf ve 3 kelimeden oluşan bir atasözü Memoş" dedi.
Mehmet Ali Erbil hemen yarışmacının yanına döndü ve "Lütfen şişeyi çevirin! Yarışma başlıyor!" dedi.
Erkek karakter şişeyi çevirdi ve 50 puanı gösterdi.
Mehmet Ali Erbil "Bir harf alalım" dedi hemen.
Erkek karakter "K" dedi.
Mehmet Ali Erbil "Kastamonu'nun kası" diye bağırdı ve "Kaç tane var?" dedi. Ve sonra da erkek karakterin yanına gelip "Zaaarrttt!" diye bağırdı. İrkildi erkek karaker. "Ne yazık ki Kastamonu'nun Ka'sı yok" diye ekledi.
Eski sevgili kıkır kıkır gülüyordu.
"Şimdi eksi 50 puandasın" dedi Mehmet Ali Erbil. Bu eksi düşme olayından hiç bahsetmemişti oyunu kurarken. "Ve eksi 500 olursan kaybedersin" diye de ekledi ve itiraz etmesine fırsat tanımadan "Hemen şişeyi tekrar çevirin" dedi ve erkek karakter çevirdi. Şişe bu sefer 100 puanı gösterdi.
Mehmet Ali Erbil "Hiç Çanakkale'ye gittin mi?" diye sordu bu sefer. Erkek karakter saf saf "Gitmedim" dedi.
"Bence bir gitmelisin" diye ekledi Mehmet Ali Erbil.
"Haaa" dedi erkek karakter ve "Van'ın Vesi" dedi.
Seninle yarıştığım bir oyunda senden gelecek yardıma güvenmemi beklemiyorsun der gibi baktı Mehmet Ali Ebil'in gözlerine. Mehmet Ali Erbil gülümseyerek erkek karaktere yaklaştı ve kulağına doğru
"Zaarrttt" diye bağırdı. "Van'ın Vesi de yok. Şimdi eksi 100 puan daha yazıldı hanene" deyip güldü. "Hadi tekrar çevir bakalım şişeyi"
Erkek yarışmacı öfke ile çevirdi ve birkaç tur böyle gitti. Birkaç harf bildiyse de atasözünü bulamıyordu ve eski 400 puandaydı. şişe 100 puanı göstermişti. Eğer harfi bulamazsa kaybedecekti.
"Evet bir harf alalım" dedi Mehmet Ali Erbil.
"Çanakkale'nin Çe'si" dedi erkek karakter. Bir anda derin bir sessizlik oldu ve Mehmet Ali Erbil, erkek karakterin yanına yaklaşıp "Tebrik ederim." dedi. Erkek karakter tam rahatlamıştı ki "Zaaarttt!" diye bağırdı ve hostese dönüp "Hayatım tüm harfleri açar mısın? Yarışmacımız kyabetti" dedi.
Eski sevgili harfleri teker teker açtı. Atasözü "Yemeyenin malını yerler"'di.
Daha önce hiç kavga etmemiş erkek karakter yerdeki şişeyi aldı ve Mehmet Ali Erbil'e doğru fırlattı. Şişe duvara çarptı ve kırıldı, parçalar Mehmet Ali Erbil ve eski sevgiliye denk geldi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder