19 Kasım 2017 Pazar

ömür abim ile mantar deneyimi

Ya 99 ya da 2000 yazıydı değerli kuzenler. Çok net hatırlamıyorum. Bunun nedenini hikayenin sonuna doğru bulabilirsiniz.

Okul falan yok, evde oturup futbol menejerlik oynamaktan başka bir şey yapmadığım yıllar. Üstüne üstlük bilgisayarım bozulmuş ve intiharın eşiğindeyim. Son akraba ziyaretlerimi yapıyordum; amacım hem son kez helallik almak hem de vazgeçmek için umut aramaktı.

Hava leş gibi sıcaktı, iğrenç bir öğlendi  ve anneannem her zamanki sevecenliği ile saçıma, sakalıma ve göbeğime kızıyordu. Ben de evdeki eşyaları incelerek nasıl intihar edebileceğimin yollarını arıyordum. Bıçak kullanarak zordu, hiç kullanmamıştım ve beceremezdim, ki bıçaklı cinayetler öfke cinayetidir, kendimle o kadar büyük bir derdim yoktu. Küveti doldurup içine tost makinesi ya da saç kurutma makinası atsam diye düşündüm ama onlar da anneannemin evinde yoktu, ki anneannem küveti doldurdum diye ağzıma tükürürdü. Zaten ev kotta, atlasam olmaz da derken kapı çaldı. Gelen Ömür abimdi.

Hayatta kendimden daha çok üzüldüğüm tek insandı Ömür Abim. Ömer ve Mehmet Ali abilerin ortancası olmak. Ömür Abime derdimi anlatmaya karar verdim ama bir yandan da korkuyordum. Adamın zaten derdi başından aşkındı. Bardağı taşıran son damla olmak istemiyordum ama benim de de sıkıntımı anlatmam gerekliydi. İçim şişiyordu.

"Abi" dedim, "Canım çok sıkılıyor"
"Neyin var be tosba?" dedi
"Canım sıkılıyor abi" dedim "Bu koalisyon çok dayanmaz. Refah partisindeki gençler ayaklanıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan karizmatik bir lider portresi çiziyor. ANAP ve Doğruyol partileri tükendi, merkez sağ oyları çekerler, liberallerden de oy alırlar. Mehepe de baraj altı kalırsa tek başına iktidar olur bunlar. Bu gazla birçok seçim kazanabilirler, kazanan her seçim Tayyip Erdoğan'ı sertleştirebilir  artı yalnızlaştırabilir ve ilerleyen 15 yılda bir askeri darbe girişimi ve bir..." diye anlatıyordum ki abim susturdu beni.
"Senin derdin bu tosba" dedi "Çok düşünüyorsun ama icraat yok." "Mehmet Ali abiyi dövsem yardım eder misin abi?" dedim.
"Çok isterdim ama edemem", dedi. Sonra "Gel aşağı kömürlüğe inelim, sana son projemi göstereyim" dedi.

Kömürlüğe indiğimizde manzara çok ilginçti. Ömür abim her yerde mantar yetiştiriyordu. Beyaz tatlı minnoş mantarlar. "Tosba" dedi. Elinde saat gibi bir şey vardı. "Bu alet nemi ölçüyor" nem olmazsa mantar olmaz. İnsan da bir şeylerle uğraşmalı. Yoksa insan olmaz"dedi. Ben ortamın atmosferine bayılmıştım. Gayet serin ve nemliydi, tüm yazı orada geçirmek istedim.

Sonra Ömür Abi bir parça mantar kopartıp bana verdi ve bu çiğ yenir dedi. Sonra aynı mantarın kalanını da o yedi.

Sadece birkaç dakika sonra inceden başım dönmeye başladı ve düşmemek için duvar kenarına oturdum. Baktım Ömür Abi de bir triplerde. Sağa sola uçan tekme atıyor; bağırıp çağırıyor. "Abi ne yapıyorsun?" dedim , " Kerim Abdul Cabbarı dövdüm sırada Chuck Norris var. Su gibi olacaksın tosba, girdiğin kabın şeklini alacaksın. Su gibi çarpacaksın, şelale gibi olacaksın" dedi. Bir baktım ben de ayağa kalkmışım düşman figürasyonu dövüyorum, kuşak olarak Ömür Abim üstte olduğu için esas kötü adamları o dövüyor. Yarım saate yakın Japon dövünce bende takat kalmadı ve çöktüm, ama Ömür Abim ninja adam. Bir saat daha dövdü adamları. Sonra yanıma çöktü. "Bu adamları neden bu kadar dövdüm biliyor musun tosba?" dedi. "Film çekimi değil mi abi bu? Bende çok sert vurmadım" dedim. "Ne filmi tosba!" dedi ve ense köküme tokatı çaktı. "Bir kız seviyorum; çekik gözlü, imam hatip mezunu Lucy Liu. Kayserili Chun-li" dedi.

Gönül işleri uzmanlık alanım olduğu için kimsenin veremeyeceği bir akıl verdim. "Abi seviyorsan git konuş" dedim.

Sonrası da biraz kopuk bende. Ama   Nasıl olduysa Hatice yengemin kapısının önünde buldum kendimi. Sanırım Ömür Abim daha önce kendine gelmiş ve geri dönmüştü çünkü tektim. Eve 50 saat kadar sonra Ankara'ya dönebildim. Kayseri'ye yaptığım içsel yolculuk hiçbir işe yaramamıştı ve hala kafamda intihar fikri geziyordu ki babamın bilgisayarı yaptırdığını gördüm. Ve eylül on beşe kadar hiç makinanın başından kalkmadım.

Hiç yorum yok: