Kaç zamandır bir kavram kafamı karıştırıyordu
pazartesi olgumatikleri. Seyahat özgürlüğü! Herkes istediği her yere gitse
nasıl olurdu acaba? Sınır kavramı, vize, pasaport gibi sorunlar olmasa. Hatta
ulaşım bir hak olsa ve ülkelerin vatandaşlarına sağlamakla hükümlü olduğu
birincil şey olsa nasıl olurdu. Deneme karar verdim Salı sabahı hükmümü
açıkladım.
*Üstesinde gelemeyeceği konuların dibini kazımalı.
*Arkadaşları ile kampa gittiğinde geceleri üstsüz
denize girmemeli.
*Yemek yediği tabakta dahi benim resmim olmalı.
*Günün yorgunluğunu tarhana çorbası içerek atmalı.
*Uykusuzluğunu yüceltmemeli.
*Saatlerce aynı şeyi düşünebilecek kadar
odaklanabilir bir karakter olmalı.
*Üstüne gelen dertleri tekmeleri ile savuşturmalı.
Çarşamba nefes alamıyordum. Hiç öngöremediğim bir
şey oldu. Bizim sokakta 1 milyar insan vardı. Hiç abartmıyorum. Ortamda oksijen
kalmadı. Sıcaklık 100 dereceyi geçti, gözyaşlarımın buharlaştığını hissettim. Tüm
kadınlar bizim sokağa akın etmiş ya. Çaresiz klozete girdim ve sifonu üstüme
çektim. Denize dökülünce kendime geldim ve seyahat özgürlüğün kaldırdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder