9 Eylül 2016 Cuma

Çok Uzak Olmayan Bir Gelecek Hakkındaki Tahminlerim



*Önce kötü haberi vereyim. Çok insan pisi pisine ölecek.
*Uzaylılarla kontak kurulacak ama göz kırpma seviyesinde. Bir yerden başka bir yere giderken yol üstündeysek selektör çakıp yola devam edecekler. Ne dünyaya barış getirecekler, ne de yüksek teknolojilerinden koklatacaklar. Birkaç seferden sonra selamlarını almayacağız, neden almadığımı sorulduğunda; görmedim ya da kafam başka yerde ya, diyeceğiz
*Onurlu, bilinçli ve fakir bir hareket başlayacak. Rızkın Allah’tan geldiğini bilen, hırslarından arınmış Müslüman gençler. Mütedeyyin bir 68 kuşağı ya da Woodstock’ın bozkır yapılanması. Münir Özkul’un “Bak beyim sana iki çift lafım var” tiradı antları olacak. Bol bol çay içip, bazı şeyleri değiştireceklerine inanacaklar; ama hiç de öyle bir şey olmayacak.
*Zengin çocuklarını kötü günler bekliyor. İntihar edecekler hem de fakir gibi. Bir kısmı da birbirlerini öldürecek. Babaları ise imparatorlukların devamı için metreslerinin yataklarına sığınacak, korumasızca.
*Teknoloji hazzı iyice arttıracak. Çok mutlu olacağız. Bilgisayar önündeki süremiz daha çok artacak. Ekrana baktıkça mutlu olacağız. Çok acayip oyunlar gelecek. Hologram teknolojisinin evlerimize girmesi yakındır.
*Kadının makinalaşması erkeğin makinalaşmasından daha çok sisteme hizmet ettiği için adet sancısı ve doğum gibi durumların kadının üretkenliğini baltalaması engellenecek. Daha çok kadın ve kadınlaşmış liderler olacak.
*Geçmişe olan özlem devam edecek. İnsanlar şu an yaşadığımız berbat günleri güzel sanacak ve öyle anacak.
*Çok büyük bir gelişme olacak. İnsanlık için iyi bir şey. Ama icadı tamamen tesadüfler zinciri sayesinde olacak. Sonra bir kısın “ona tesadüf denmez, tevafuk denir” diyecek. Bir de günlerce bunu tartacağız.
*Tartışacağız dedim ya, buradan devam edeyim. Düello gibi bir akım başlayacak. Ölüm değil ama savunduğun fikir için acı çekmek. İnsanlar anlaşamadıkları durumlarda birbirilerini karşılıklı acı çekmeye davet edecek.  Bu bazen buz dolu bir havuz, bazense belli bir şiddette elektrik akımı olacak. Ve bu yöntem sayesinde insanlar konuşmadan önce daha çok düşünmeye itilecek.
*Bilginin önemi kalmayacak, istediğimiz bilgiye saliseler içerisinde ulaşabileceğiz. Bu da ezberci eğitimin kalbine bir kılıç saplayacak. Artık ezber yükünü atan beynin; senteze, hayal kurmaya ve problem çözümüne daha çok zaman ayıracağını sanıp büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağız.
*Hep hayalim olan grup terapileri ülkemize gelecek. Sabahlara kadar dertleşecek insanlar, kuru pasta ve çay eşliğinde tanımadığı insanlarla. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir etkisi olacak Türkiye üzerinde. İşe yarayacak.
*Ülke olarak müzeleşeceğiz. Nasıl çiğ köfteciler, simit dünyaları ya da bir 1 milyoncular bir anda patladıysa müzeler de patlayacak.
*Hiç şiir yazmayan bir nesil gelecek ve ülkeye kötü şairlerden daha az zarar verecek.
*Teknolojik ilerlemelerle birlikte İsviçreli bilim adamlarının müritleri artacak. Bu ruhban sınıfına ait olmak eskisinden daha çok zor olacak. Tek bir konuda profesör olmak sıradanlaşacak.
*Mafya siyah takım elbiseden vazgeçemeyecek.
*Hapishaneler özelleşecek. Herkes maddi durumuna göre hapishanede kalacak. Televizyonlarda hapishane reklamları dönecek. Spor, ibadet, yoga, eğitim imkanları sunan hatta tahliye esnasında diploma veren hapishaneler olacak.
*Kendi kendine giden, oto-şoförlü arabalar piyasaya çıkınca; tüm taksi, dolmuş, otobüs şoförleri işsiz kalacak. Zaten suça yatkın ve otorite ile sorunlu karakterlerden oluşan kitle son gelişmeden sonra isyana kalkacak. Çok kanlı çatışmalar sonucunda bazı bölgeleri kurtaracaklar ve hükümetlerle anlaşma sağlayacaklar.
*Bazı insanların ömrü uzayacak. Elbette herkesin değil
*Yabancı dil sorunu bitecek. Farklı coğrafyalarda yaşayan insanların aracıya ihtiyaç duymadan birbirlerini anlayabileceği bir teknoloji olacak. Ve bu savaşlara yok açacak.
*Kedilerin söylediklerini tercüme edecek bir teknolojiden hemen bunun ardından gelecek. Kendi aralarında konuştuklarını duyunca insanlar kedilerden nefret edecek ve çok büyük bir soykırım olacak.
*Rüyalar kaydedilebilir olacak, uyandığımız da rüyamızı tekrar izleyebileceğimiz gibi istediğimiz insanlarla rüyalarımızı paylaşabiliyor olacağız. Ve ayrıca gece film izler gibi, görmek istediğimiz rüyayı seçebileceğiz. Eğer yeteri kadar zenginsek bize özel çekilmiş rüyalar dahi görebileceğiz.
*Türkçe gelişmeyecek. Yeni kelimeler türetemeyeceğiz, çok az teknolojik gelişmelere Türkçe isimler takacağız ama onlarda kullanışlı olmayacak.
*Genetik atılımı en büyük meyvelerini, meyvelerde verecek. İnanılmaz güzel meyveler yiyeceğiz. Kütür kütür karpuzlar hem de incir büyüklüğünde ve ince kabukla satılacak. Üzüm boyunda çekirdeksiz elmalar bizi bekliyor.
*Doktorluk bitecek. Sağlık sektörü tamamen robotlara ve hemşirelere kalacak. Önce hemşireyi de robot yapmayı deneyecekler ama olmayacak.
*Hakim, savcı, avukat, mübaşir olayından da kurtulacağız. Daha önceki ülkede işlenmiş tüm suçları analiz etmiş bir yapay zeka tarafından yargılanacağız ve elbette daha adil olacak.
*Hackerlar da artacak tabi haliyle, bunu tahmin etmekte bir şey yok.

*Robotlar ya da Yapay zekalar insanlara hükmetmeyecek ama iş yükünün çok büyük bir kısmını çektiği bir dünyada işsizlik ve açlık artacak. En başta dediğim gibi çok insan ölecek. Hem de pisi pisine.

Hiç yorum yok: