13 Haziran 2016 Pazartesi
duygusal enişte anıları 7
Bak bu olay çok yeni oldu aliciğim. Ramazandan
bir hafta kadar önce; öğle vakti enişten beni aradı ve “let’s mangal!” dedi. Bu
benzersiz lezzete asla hayır diyemediğim için hemen evden çıktım ve yolda aklım
başıma geldi ve arayıp sordum. “nerede?”
Verdiği adres bir cezaeviydi. Yüksek yargıda
tanıdıklarım var; çok nezih, çok elit bir yer, diyerek beni ikna etti. Zaten mangal
dediği an ben çoktan ikna olmuştum. Cezaevinin girişince beni karşıladılar. Mekan
gerçekten çok güzeldi. Yemyeşil; ağaçlar, hamaklar var; insanlar voleybol
oynuyor, herkes gülümsüyor...
Üç mangal enişteciğinin önündeydi, üç mangalı
da büşracığım yakıyordu. Yüksek yargıdan arkadaşının önünde de üç mangal ve
onun eşinin önünde de üç mangal vardı. Benim de önüme iki mangal koydu ve
yellemeye başladık. Sanırım bir ton tavuk kanat vardı önümüzde pişecek. Enişteciğinin
iyi yediğini, yerken kendinden geçtiğini de biliyordum ama bir ton bana dahi
fazla geldi, geçen sefer üç yüzüncü kiloda doymuş, dört yüz kiloya
tamamlamıştık “Olum kim yiyecek bu kadar mangalı” dedim, o ise gülümseyerek “Yeriz
be kanka” dedi.
İlk postayı pişirdik enişten çok acıktığını
söyleyerek hepsini topladı ve gitti. Sonra yedim diyerek geldi. İkinci posta
yine aynı şey, üçüncü posta yine aynı şey. Tam bir kanatı ağzıma atacağım,
elimden kaptı ve gitti. Ama arı gibi. Pişirdiklerimizi götürüp, hemen mangalın
başına geçiyor.
Bir tonun sonuna doğru ben mangalımdaki
kanatlar yanarsa yansın dedim ve enişteciğini takip etmeye başladım. O yufka
yürekli insan ne yapıyormuş biliyor musun?
Mahkumlar camları açmışlar, enişteciğin
kanatları onlara fırlatıyor. Bileği de düzgün adamın, her hücreye eşit olarak
fırlatıyor. Gözlerim doldu inan, sarıldım eniştene ve “senin yüreğin göbeğinden
daha büyük hasanım” dedim. Bir dakika kadar sarılıp ağlaştık ama henüz bir tane
bile kanat yememiştim. En azından son postadan biraz yiyelim diye enişteciğini
ikna ettim ve mekana döndük. Bir de ne görelim; kalanları da Büşra, koray ve
esra yemiş.
Tabi benim gözüm döndü. Bir daldım eniştene
aklın durur. Sağlı sollu indiriyorum yumrukları göbeğine. Olay cezaevinde
olduğundan ve şahitlerden biri hakim olduğundan olsa gerek beni içeri attılar. Sonra
gece camdan tık tık bir ses geldiğini duydum. Baktım enişten. Ben severim diye
brokoli salatası yapmış, camdan onu fırlatıyor.
Yedim, yattım ve çıktım; pişman değilim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder