30 Eylül 2012 Pazar

pazartesi - bir masum mor menekşe


Salı sabahı uyandığımda penceremde masum bir menekşe yaprağı gördüm pazartesi yeşilcileri. İçgüdüsel olarak bir çaybardağına su koydum ve yaprağı bardağa bıraktım. Akabinde kendime yazdığım orotoryomu mırıldanmaya başladım; üç saat ya geçti ya geçmedi, menekşe yaprağı kök vermeye başlamıştı. Bahçeden biraz toprak aldım ve menekşe yaprağını saksıya diktim.

*Çadır kurmasını bilmeli.
*Kumalık değil, ablalık yapabilmeli.
*Ağlarken burnunda baloncuk olmamalı.
*Yenilmeyi bilmemeli.
*Asla konuşurken ağzından tükrük çıkmamalı.

O gece beni yine uyku tutmadı. Sabaha kadar, sarı rengi nasıl gökkuşağından silebileceğimi, erke dönengecini, kurban bayramının hafta sonuyla birleşip birleşmediğini, saatleri bu sene geri alıp almamayı, muhteşem kadını, takip edilmenin haz verip vermeyeceğini ve konserve barbunyanın nasıl bu kadar lezzetli olduğunu sesli olarak düşündüm. Tam güneş doğarken bir şey kafamı itmeye başladı. Geri zekalı menekşe onunla konuşuyorum sanıp büyümüştü. Sonra aldım ekmek bıçağını; yer misin yemez misin?

Hiç yorum yok: