Geçen sabah bir uyandım, öyle derin bir anason
kokusu ortamı basmış ki; burnunuzun direği kırılır pazartesi kurşungeçirmezleri.
Camı açtım, koku daha bir derinleşti, yoğunlaştı. Hemen nefes almamı dondurdum
ve ne yapacağımı düşünürken kapım çaldı. Üç tane kırmızı suratlı, kırmızı
burunlu, kır saçlı ve göbekli adam. Göbeklere bakar bakmaz olayı çözdüm, koku
bu üç eceline susamıştan geliyordu.
*Patates ve salatalığın kabuklarını ince soymalı.
*Gaipten sesler duymalı.
*Ruslardan daha iyi olduğunu söylemeli.
*Tabelaya değil bana oynamalı.
*Arada sırada amuda kalkmalı.
Nefes almamak için içimdeki nefesi de dışarı
vermemem gerekiyordu. “ Ne iş?” dercesine sol göz gözümü kıptım ve başımı sağa
sola salladım. Bu adamlar dünyaca ünlü içki üreticileriymiş ve her pazartesi yeni
bir satış rekoru kırıyorlarmış. Teşekkür için gelmişler. Bunlar banyoya soktum
ve kafalarından kırk tas su döküp, tövbe ettirip, sokağımızın camii yaptırma
derneğine üye yapıp gönderdim. Dövdüm mü? Hayır biraz hırpaladım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder