- Annem ve
babam çok mutsuzdu. Hiç konuşmuyorlar sadece beraber yemek yiyor ve gece
çığlıklar atıyorlardı. Küçüklüğümle ilgili hatıraldığım en temel nokta
sessizlik. Kimsenin umrumda değildim. Annem şişmanım diye sevmiyor,
babamda annem sevmiyor diye seviyordu. Sonra o gün geldi
- Annem
ruhunu terbiye etmek ve inzivaya çekilmek içim Tibet’e gitmeye karar
verdi. O kadar parası olmadığını anlayınca ve dile yatkın olmamasından
dolayı Şereflikoçhisarı tercih etti. Gündüzleri oradaki dilini bilmediğim
çocuklara fizik anlatıyor, akşamları da meditastyon yapıyordu. Türkçem
bozulmasın diye konuşmamı yasakladı. Çok uzun süre konuşmadım.
- Ankaraya
döndük. Yine gündüzleri sustular ve geceleri çığlıklar attılar. Ortaokul
ve liseye gittim. Tek anımasadığım herkesin burnumla dalga geçmesi ve
onları dövmemdi. O günlerde vücudumu keşfetmeye başlamıştım. Ellerim
kocaman, parmaklarım upuzundu. Ona rağmen insanlar ellerimle değil
burnumla dalga geçince kendi kendime yemin ettim. Estetik olacaktım.
- Denizli
günlerim. Her ne kadar herkes komik komik konuşsa da altı gün sonra
sıkıldım, sekiz gün sonra çok sıkıldım, on beşinci gün çıldırdım. Çevremde
hep hastanelik deliler ve suça yatkın insanlar vardı. Biyografimin bu
kısmı size büyülü gerçekçilik akımından bir eser gibi gelebilir. İçip içip
özay gönlüm heykeline tırmanıyor, boş zamanlarımda stada gidip maç
izliyordum.
- İngiltere!
Kaçtım. Artistliğe gerek yok, kaçmam gereken çok şey vardı ve ilk fırsatta
uzamam lazımdı. Annem ve babam hiç ağlamadılar. Ben de çok sallamadım.
Dilini bilmediğim bir şehirde geçireceğim altı aya ihtiyacım vardı.
Denizliden çıkarttığım dersle başımı çok derde sokmamak için insanlardan
kaçtım. İşte o 5 şubat gecesi onu buldum
- Beş şubat! Popmunda
isimli oyunda dolanırken karşıma çıktı. Olağan üstü bir mizah anlayışı
vardı, derin düşüncüleri ve sonsuz genel kültürü ile tanıdığım herkesin
toplamına benziyordu. Ne var ki benden hiç hoşlanmadı. Ona rağmen onunla
temasta olabilmek bana yetiyordu. Ona şakalar yapmak için saatlerce kafa
patlattım, kitaplar okudum... Sırf ona layık olsun diye garip garip şeyler
yapıp ona anım diye anlattım. O ise arada başka kızları sevip kendine özgü
hayal kırıklıkları yaşadı. Öyle şanslıydım ki. Belki gelir diye ev
adresimi, iş adresimi, yazlık adresimi verdim. Hep yapılı saçlar, güzel
kıyafetler ve makyajla dolaştım. Her kapıyı ben açtım. Ama gelmedi.
- Öldüm
13 Ağustos 2012 Pazartesi
ana hatları ile bir biyografi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder