18 Haziran 2012 Pazartesi

pazartesi - cadı avı


Aslına bakarsanız hiçbir şey ne bitiyor, ne de yok oluyor pazartesiyoviçler. Dünya; bir dertten kurtuldum, diyor; bu kabus bitti artık rahatım, diyor ama o dert geliyor ve bir sabah kapımı acı acı çalıyor. Ayak tabanlarımın penbeliğine daldığım bir sabah, kapım acı acı çaldı. Kapıyı çıplak açıp açmamayı biraz düşündükten sonra bir dahaki sefere dedim ve repdöşambırımı giyip kapımı açtım. Tam üç tane çirkin mi çirkin kadın duruyordu. Üçünün burnu kocamandı, sadece biri normal duruyordu.

*Karşıt görüşlü öğrenci olmalı.
*Adını benim adımla kafiyeli olacak şekilde değiştirmeli.
*Cadılar hakkınta ileri geri konuşmamalı.
*Gördüklerine değil, gördüklerime inanmalı.
*Kaçısı iyi olmalı.

Burnu hokka gibi olan hemen konuya girdi. “Bizler cadıyız ve siz sormadan söyleyeyim, evet ben estetik güzeliyim. Ortaçağda anneannelerimiz yıkıldı, biz afaroz edildik. Toplumdaki önyargıyı kırmak için cadılı bir sürü çocuk dizisi çektiysek de olmadı. Sizden istirhamımız listenizde bizden bahsetmeniz” dedi. Muzip muzip güldüm ve “Estetik güzeli falan değilsin, burun tamam da o eller ne?” dedim ve süpürgeyi uzattım. “ Hadi uçun da bir görelim”. Estetik çirkini olan koşarak camı açtı, diğer ikisi süpürgeye atladı ve camı açanı da alıp, uçup gittiler.

Hiç yorum yok: