22 Ocak 2012 Pazar

pazartesi - sağlak, solak

Bu sabah yine her sabah gibi; kibir, özgüven, yalnızlık ve baş ağrısı ile uyandım derin pazartesi sevdalıları. Sağ elimle saçımı kaşırken sol elimle çoraplarımı giydim. Sonra sol elimle omleti çırparken sağ elimle koltuk altımdan ‘zart zart’ sesler çıkartıp güldüm. Akabinde sağ elimle yemek yerken sol elimle kravatımı bağladım. Derken ellerimi birbirine kavuşturdum ve baş ağrımı yendim. Sağ elimle tetris oynarken sol elimle de ağırlık kaldırdım.

  • Çeyizinde elleri ile ördüğü bir hamak olmalı.
  • Küçükken çok solo test çözmüş ama hiç bilgin çıkmamış olmalı.
  • Yüksekten değil, düşmekten korkmalı.
  • Kankalası ile sevişmekten son anda vazgeçmiş olmalı.
  • Yanar döner olmalı

Yani sevgili tebaam sağlak ya da solak değilim. İki elimi de gereksiz mükemmellikte ve aynı anda kullanabiliyorum. Benim hangi elimi kullandığım üzerine çıkan tartışmada dün yirmi kadın yaralanmış ve yolunmuş. Malum solaklar biraz daha güçlü, sağlaklar da kalabalık olduğundan mücadele müthişmiş. Biri bana kavganın kasedini yollayabilir mi?

Hiç yorum yok: