5 Ekim 2008 Pazar

DÜNYANIN EN GÜZEL KIZI


   'Bu gece içelim mi? çok canım sıkılıyor', dedi.İçelim dedim.Kalabalık bir cafe, bar arası bir yere gittik.Masalar genelde dolu, yaş ortalaması ise yirmi beş, otuz arasıydı.Birer bira söyledik,anlatmaya başladı;

 -Kadın konusunda hep şansız oldum be Muratcım.Serap’ı hatırlıyor musun?


-Hangisiydi ya o?Sarışın olan mı?


-He he.Meral de sarışındı.Bu biraz balıketi olan.Boyu bana yakın olan.


-Tamam,tamam.Güzel kızdı.Ben bir kez görmüştüm.Boleroda oturmuştuk hani.Hiç konuşmamıştı.


-Evet ağabeycim o.Ne güzel kızdı ya.Hem içi güzeldi, hem de dışı.Gerçi iç güzellikte önemli ama dış güzelliği de hala aklımda.İlk öpüştüğümüzü hatırlıyorum da.En güzel ilk öpüşmemdi,gerçi Gülçin de ilk öpüşmemizde çok heyecanlanmıştı.O heyecanı da çok hoşuma gitmişti ama bu da bir farklıydı.Ben gözlerimi açıp ona bakmıştım öpüşürken.O gözlerini sımsıkı kapatmıştı.Ne güzel gözleri vardı ya.Yemyeşil, mavi bir şeyler giydiğinde gözleri mavi gibi olurdu.Ben o kızı nasıl elimden kaçırdım ya.Msn de sabaha kadar yazışırdık, ne tatlı gülerdi.


-*Bu böyle giderse ben yirmi bira içerim.*


-Sonra ağabeycim bir sabah ben buna bir gül almıştım da ne ağlamıştı ya.Saçlarını ördüğünde yüzünün güzelliği de ortaya çıkardı.Of abi ya.Serap ya.Sonra bunu lüks tek kapılı bir mersederse binerken görmüşler.Ben bundan nasıl ayrılmıştım hatırlıyor musun?


-*Şimdi yanımıza otursa ben kızı bile hatırlamam*Nasıldı?


-Abi her akşam dolmuşta bir kızla rastlaşıyorduk.Derken sohbet başladı.Bu Ankara’ya yeni gelmiş.Hiçbir yer bilmiyormuş, ‘Beni Bahçeliye götürür müsün?’, dedi.Ben bunu Bahçeliye götürdüm tam bir kafeye oturduk yanımızdan Serap geçti.Bana baktı sonrada bastı gitti.Peşinden koştum,derken bir taksiye bindi, bende taksi parası ne gezer, takip edeyim.Kafeye döndüm kızda gitmiş.Bir daha ne kızı gördüm ne de Serap’ı.Msn den de engelledi beni, telefonlarıma da çıkmadı.Sonra Mersedeste görmüşler.Meral nasıldı abi?Çıtı pıtı çok tatlı kızdı ya.


-*Of! Bu böyle giderse…*Şirin, tatlı kızdı.


-Çokta neşeliydi be Muratcım.Çok gülerdik beraber, bir de çok komik taklit yapardı.Midye satan adamın taklidini yapmıştı da gülmekten çenem ağrımıştı.Bir de iki bunun çok uykusu gelirdi.Otobüste falan başını omzuma koyar uyuklardı.Hiç unutmam bir gün Bolero da oturuyoruz bu başını omzuma koymuş yine ben bir şeyler anlatıyorum bir baktım uyumuş.


-Hımm...*Ben de uyudum uyuyacağım, kız sıkıntıdan uyumuştur.*


-Bir de Muratcım bazen kek yapar getirirdi.Bol kakaolu,cevizli.Tam evlenilecek kızmış aslında; şimdi anlıyorum.Keşke biraz daha uzun olsaydı,biraz daha güzel yüzü olsaydı.Yoksa çok iyi kızdı ya.İnsan onun yanındayken hiç sıkılmaz ki.Bir de Muratcım o kadar kız tanıdım aralarında en güzel fıkra anlatan buydu.Ne yapıyordur acaba şimdi.Evlenmiş midir?


-*Nerden bileyim ya!*Yaşı yirmi yedi olmuştur onun.Evlenmiştir muhtemelen.

-Yirmi sekiz.Benden bir yaş büyüktü, ama çıtı pıtı olduğundan hiç belli etmezdi ki.Bir de gülerken yanakları kırışırdı, gerilirdi, öyle garip bir şekil alırdı.O halini hiç beğenmezdim.Abicim kız dediğinin yüzü güzel olacak, ben gamzeli kızlara da bayılıyorum.Gülçin, ne güzel yüzü vardı ya.

-Kısa küt saçlı olan değil mi bu?

-Evet.Ne güzel bir yüzü vardı ya.Az mı bekledim onu yurdun önünde, benim geldiğimi bilir inadına geç çıkardı.

-Ne okuyordu o?Bir de metalci falan mıydı?

-Tarih okuyordu.Okulu bitince İstanbul’a gitmiş.Ne aradı, ne sordu, ne haber verdi.Hep siyah giyerdi ondan sordun değil mi metalci miydi diye.Değildi rock dinlerdi ama metalci değildi.Şebnem’i çok severdi.Siyah giymesinin sebebi ise bence biraz şişman olmasındandı.Bir de hep boynuna bir şeyler bağlardı ya.Hep gıdığını gizlemek için.Çok kompleksliydi be Muratcım.Hep kıskanırdı beni, telefonumu karıştırırdı,msn şifremi bilir orayı karıştırırdı.Kendine güveni eksikti.Unutturma sana cep telefonu ile ilgili başıma gelenleri anlatacağım.

-*Sıçtık*

-Ne diyordum ben.Bu arada bu senin kaçıncı bira?Ben üçüncü birayı içiyorum.

-Ben beşinciyi.

-Hızlısın.Sızma daha anlatacaklarım var.Sen son kızı bilmiyorsun, Buket.Hayatımı kaydırdı be ağabeycim.Aklımı aldı.Şu an bana desin, çırılçıplak soyun, İstiklalde koş, Buket seni seviyorum diye bağır desin, inan yaparım ağabeycim.Yeter ki bana bir şans daha versin. Aklımı aldı.Ben Gülçin’i anlatıyordum ama boşver Muratcım Gülçin’i ya.Bukete dönelim ağabeycim ya.

-Yavaş iç, sakin ol.

-Olamıyorum Murat ya.Aklıma geldikçe deliriyorum.Bu kız hayatımın şansıydı ya.

-Anlat bakalım,kim bu ne zaman tanıdın, nerden tanıdın? Neyin nesi?

-İnternetten tanıştım ağabeycim ya.Çok güzel bir kız ya.O da beni seviyordu.

-Yavaş git.Baştan anlat bakalım şu olayı.

-Abi biz bunla bir arkadaşlık sitesinden tanıştık, inan profilindeki resimlerine bakınca kesin başkasının resimlerini koymuş bu kız Türk olamaz dedim.Sarı upuzun saçlar, incecik bir boyun, incecik bir vücut, kesin Rus bir mankenin resimlerini koymuş hatta erkektir dalga geçeyim diye mesaj attım.Sonra msninin verdi, oradan sohbet etme başladık, çok hoş sohbetti ağabeycim ya.Ben o ara boşluktayım, benimle dertleşti, dertlerimi dinledi; neyse bir gece cam açalım dedim, tamam dedi abi ve bir baktım gerçekten de profilindeki resimlerdeki kız.Abi inanamadım.Görsen kesin Rus dersin, o derece güzel.Dünyanın en güzel kızı.Neyse abi biz her gece konuşuyoruz.Derken birbirimize cep numaralarımızı verdik.Hem msnden hem cepten mesajlaşıyoruz.Her şey süper gidiyor, sonra Buket tatile Ayvalığa gidiyorum bir süre msne gelemeyeceğim dedi.Ben de tatil için para biriktirmişim.Bodrum’a gideceğim; neyse bende Ayvalığa gelsem görüşür müyüz?, dedim.Tamam dedi.Ben Ayvalığa yanına gittim.Çok güzel bir hafta geçirdik abi.Beraber denize girdik, gece diskoya gittik, dans ettik, rüya gibiydi.Gece sahilde el ele yürüdük, öpüştük.Hayatımın en güzel günleriydi abi ya.Sonra tatil bitti,ben Ankara’ya döndüm, o İstanbul’a.Biraz daha msn derken baktım sevgili olmuşuz abi.

-Eee?

-Neyse ağabeycim ben kuzenlerin yanında İstanbul’a kaçtım birkaç kez orada takıldık, bana İstanbul’u gezdirdi.Sonra ben Buket’i Ankara’ya davet ettim.

-Geldi mi?

-Gelmez mi be Muratım,hem de on beş gün kaldı.Harika vakit geçirdik, bovlinge gittik, sinemaya gittik, gezdik, tozduk…Neyse Muratcım tam gidecek Buket, annesi çağırıyor.Ben acayip üzülüyorum anlatamam sana.Evlenme teklif edeceğim kafama koydum ama ben ne zaman gelecekten konu açsam Buket konuyu kapatıyor.Anlıyorum diyorum kendi kendime daha askerliği yapmadım, tanışalı beş ay olmuş, birbirimizi göreli iki ay.Çekiniyor kız diyorum, derken veda vakti geldi.Ben Buket'i AŞTİ ye götürdüm.Uzun uzun öpüştük, bindi otobüse ve gitti.

-Sonra haber alamadın mı?

-Aldım Muratcım.Bana bir mail atmış.Ben mailleri hiç kontrol etmiyorumki.Msnde beni gördü.Ben yine Buket'e ‘aşkım,bebeğim,meleğim’yazıyorum.Sana gönderdiğim maili okumadın mı?, dedi.Okumadım dedim, sonra okudum.

-Ne demiş?

-Abi ben uyurken bir gece Buket benim telefonu kurcalamış,O ara ben de bir kızla mesajlaşıyordum.İnternetten yine, ona da ‘tatlım,bi’tanem’ falan yazmıştım, bunları okumuş; ama bana da hiçbir şey çaktırmamış, sonra da gitti ağabeycim ya.

-*Şerefsizsin sen ya!*Eee?

-Eee si msnden de sildi.Numarasını da değiştirdi sanırım, ulaşılamıyor abi.Sildi beni hayatından.Hiç ortak dostumuzda yok ki araya koyayım.Mahvoldum abi ya.Çok seviyorum abi ya.Bir şansın daha olsa hayatta kaçırmam ben bu kızı.Çok güzeldi.dünyanın en güzel kızıydı.Çok güzel öpüşüyordu.Yüz kişiye sor, biri Türk demez…

*Sekizinci biramın bitmesine birkaç yudum kalmış, asıl dünyanın en güzel kızını ben seviyorum.Öyle Rus’a falan da benzemiyor,Türk kızı işte.Babamın dengesizlikleri-alkol sorunu,annemi dövmesi,benim paramı alması- yüzünden benimle Ankara da yaşamak istemiyor, ailesini bırakıp yanıma gelemiyor.Babamdan korkuyor, bizim için biriktirdiğim parayı yediğini biliyor, içip anneme saldırdığını da.Korkuyor tabi, o da haklı.Diğer yandan; piskopatta olsa, dengesiz de olsa babam o benim, benden başka kimsesi yok.Ben olmasam yaşayamaz ki bu şehirde.Gel beraber Isparta’ya gidelim desem gelmez de.Ben gitsem, iyice kontrolden çıkar.Hem anneme yine saldırırsa, ya başkaları ona zarar verirse.Bırakıp gidemem ki.


  Bir de şunun bana anlattıklarına bak.Adam olsaydın kaçırmazdın işte kızı.


Bir meyhanenin duvarındaki yazıyordu.
**İçki Delikanlıyı Susturur, Puştu Konuşturur**


Hiç yorum yok: