14 Ekim 2013 Pazartesi

pazartesi - sörf tabiki yerim

Kapıma bermuda şortlu birkaç alelade adam gelince ister istemez aynaya bakıp “nooluya la?” dedim pazartesi yüzleşmecileri. Bu ne cesaretti? Aşağıdan kapımı çaldılar. Camdan sarktım ve “Sadece kafasına tükürdüğüm konuşsun” deyip tükürdüm. Tükürüğümü yemek için süper bir mücadele ettiler ve en uzun olanı yükselip tükürüğümü bıngıldağına yedi. “Sörfçüyüz biz…” deyince lafını kestim otomatı açtım.

*Kedilerle samimi, köpeklerle seviyeli bir ilişkisi olmalı.
*Bir aile sırrı olmalı.
*Taksimetre yerine pazarlık yöntemini benimsemeli.
*Gizli bir silahı olmalı ve dırdırı olmamalı.
*”Yavşak” kelimesini dilimize kazandıran Cavit Çağlar’ı unutmamalı, unutturmamalı.
*Cinnete yatkın olmalı.
*İç gıcıklayıcı iç çekmeleri olmalı.


“Hiç konuşmayın”, dedim. “Nereden bileceğim sizin sörfçü olduğunuzu sıradan insanlarsınız.” Sıradan sıradan sustular. Ben zaten o ara küveti doldurmuştum. Kitaplığım bir rafını söktüm ve dolmuş küvetin üstüne koydum. “ Haydi” dedim. Sırayla çıkıp çıkıp, battılar. En son ben küvetin üstünde rafın üstünde durdum. Sonra da artık sırf benim için üretilen sörf marka çikolatamı açıp “Sörf tabiki yerim” dedim ve yedim. 

Hiç yorum yok: