12 Kasım 2012 Pazartesi

pazartesi - muhteşem yüz kırk sekizler


Hayatımla ilgili en mutlu olduğum notka hiçbir günümün diğer günüm gibi geçmemesi pazartesi rutinleri. Sanırım adrenalin bağımlılığına yakın bir durumdayım. Daha iki gün önce, yüz kırk sekiz kişinin sessizce benim sokağıma doğru yürüdüğünü hissettim, sonra camdan baktım, hislerim beni bir kez daha yanıltmamıştı. Film başlıyor diye içim kıpır kıpır oldu.

*Musallat olduğu birileri olmalı.
*Sağı solu belli olmamalı.
*Çantasında her zaman bebelere balon olmalı.
*Depderin kokmalı.
*Diplomatik pasaportu olmalı.

Sokağıma girenler kendilerine muhteşem yüz kırk sekizler diyen bir gruptu. Hepsi zombi gibi camımın önüne dizildiler ve köstekli saatlerini çıkartıp pencereme doğru sallamaya başladılar. “Yeşil bir vadidesin... Üzerine bir ağırlık çöküyor... Göz kapakların kapanıyor...Uyuuuu....”, diye hep bir ağızdan derin derin konuşmaya başladılar. Akılları sıra beni hipnotize edecekler. Hemen duvar saatimi çamaşır ipiyle bağladım ve camdan sallayarak “Daaalın lan” dedim. Dağıldılar.

Hiç yorum yok: