Eskiden ölümden çok korkardım; ta ki ilk cinayetimi işleyene kadar. Elimde tabanca namlunun ucuna dakikalarca bakakalmıştım. Zavallı kadın ise gözlerimin içine bakmaya çalışıyor ben ise gözlerimi kaçırıyordum. Ruhunun bedenini terk etmesi biraz vakit almıştı.
Sonra daha çok kişiyi öldürdüm ve her seferinde daha çok alıştım. Hastalık değildi benimkisi, genelde gereksinimdi. Öldürdükçe ölümden korkmamaya başladım. Diyeceksin ki madem ölümden korkmuyorsun neden yakalanmak üzereyken bir kurşun da kendi beynine sıkmadın. Sıkabilirdim, ölümden korkmadım ama senden ve yapacaklarından da korkmuyorum. Hatta hayatta hiçbir şeyden korkmuyorum ama korkusuz da değilim. Benim korkum daha derin.
23 Aralık 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder